Düllo Tarihi ve Felsefesi

Düllo Tarihi ve Felsefesi

Düello sanatını tam olarak değerlendirebilmek için, öncelikle düello felsefesi anlaşılmalıdır. Bu konuyu daha detaylı anlayabilmenize yardımcı olmak için düello felsefesini Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya'da nasıl algılandığını aktaracağım.

Onur ve Şeref, dönemin (16. Ve 17. Y.Y) süvarileri için büyük bir endişe kaynağıydı. Bu tarz sorunlar genellikle DUELLO yöntemiyle çözülürdü. Düello hakkında tam bir çalışma için Billacois'in "Duel" yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Peki düello zaman içinde nasıl gelişti? ve Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya'daki düelloları ne gibi faktörler etkiledi?
Başlangıç için resmi bir düello tanımını vermek akıllıca olacaktır. Düello terimine ilişkin bir tanım şöyle der: "Her iki tarafın da eşit sayıda silaha sahip olduğu mücadeleye neden olan, iki veya daha fazla sayıda birey arasında yapılan karşılaşma” Bunun amacı taraflar arasındaki onur ve şeref konusunu çözüme ulaştırmaktır. Bu amaçla organize edilen düellonun kuralları üzerinde her iki tarafta mutabık kalmalıdır.

Fransa’daki (ve diğer ülkelerdeki) düellolar kavga, bireysel savaş, tartışma veya bir turnuvadan tamamen farklı bir yapıya sahipti. Duello’nun yargısal ve yargısal olmayan olmak üzere iki farklı formatı bulunuyordu. Yargısal amaçla yapılan düellonun orta çağda yapılan karşılaşmaların bir uzantısı olarak düşünülmektedir. Bu tarz düellolar oldukça yaygındı ve özel mekanlarda resmi işlemler için kullanılırdı. Yargı düellosunu örnek vermek için, 17 Şubat 1538'de Fransa'nın Moulins kentindeki karşılaşmanın bir özetini vermek isterim. Bu düello Lion de Barbencois (Sieur de Sarzay), François de Saint-Julien (Sieur de Veniers) arasında gerçekleşmiştir. Sorun Sarzay ile Sieur de La Tour-Landry arasında yıllardır süre gelmekteydi. Sorun Sarzay, La Tour-Landry'nin 1525'te (Sarzay'nin bulunmadığı bir yerde) Pravia savaşında bir korkak gibi kaçtığına dair yemin etmesiyle başlamıştır. Böylece La Tour-Landry'nin onuru bu şekilde tehlikeye girer ve Sarzay'ın bu bilginin kaynağını açıklamasını ve kanıtlamasını talep eder. Sarzay bilgiyi, bu suçlamayı şiddetle reddeden Vanierler’den aldığını beyan eder. Fakat bu durum karşında kimin doğru kimin yalan söylediği anlaşılamamaktadır. Böylece konu Sarzay ve La Tour-Landry ikilisinden çıkıp Sarzay ve Venierler ikilisini geçer. Konu, savaştan kaçışa neden olan korkaklık suçlamasından yalan bilgi aktarma konusuna evrildiği için La Tour-Landry düelloya dahil edilmemiştir. Meydan okumadan sonra, krala düellonun nerede yapılacağı ile ilgili bir yazılı beyanda bulunulur. Bu düello için seçilen yer kasabanın (Moulins) avlusu olur. Duello sırasında Sarzay topuğundan yaralanır ve ciddi oranda kan kaybeder. Kral bu aşamada karşılaşmayı durdurur ve kazananı olmayan bu düelloya son verir. Sonrasında ise La Tour-Landry Paravia savaşından kaçmadığına ve sonraki savaşlarda üzerine düşen tüm görevi her zamanki gibi yerine getireceğine dair yemin eder ve böylece konu kapanır.

Bir yargı düellosu başlatmak için sorumluluk haksızlığa uğradığını iddia eden kişi üzerindedir. 1600'lü yılların başında delloya çağrı veya meydan okuma, ortaçağda olduğu gibi rakibin ayaklarına bir eldiven veya hançer atılarak yapılırdı. Fakat 1600’lü yılların sonuna doğru davet tanıkların önünde sözlü ya da yazılı olarak yapılmaya başlandı. Anlaşmazlığın silah yoluyla çözülmesini talep eden taraflar bir yer belirleyerek bunu ilgili kişiye yazılı olarak bildirmek şartıyla düelloyu organize ederlerdi.

Seçilen alan genellikle karşılaşmanın rahat bir şekilde yapılabilmesi, hakemler ve seyircilerin düelloyu sorunsuz bir şekilde izleyebilmesi için açık avlu ve benzeri yerler tercih edilirdi. Alan belirlendikten sonra yargı düellosu için duyuru yapılır ve düelloyu yapacak olan tarafların aile büyüklerinden (baba ya da büyükbaba) bir kişi ya da kendi belirledikleri biri sözcü olarak alanda hazır bulunması gerekirdi. Yapılacak düellonun şartları, kullanılacak olan silahlar, varsa zırh ve benzeri ekipmanlar bu sözcüler tarafından kontrol edilirdi. Genellikle düello bitişi, taraflardan birinin yaralanması, birinin ya da her iki tarafın ölmesi, ya da gün batımıyla birlikte sona erdirilirdi. Bununla birlikte taç sahibi kişi tarafından her hangi bir sonuç alınmasa bile düello durdurulabilirdi.

Yargı dışı yasal olmayan düello ise çok özel bir olaydı ve gizlice yapılırdı. Bu nedenle yargı dışı düello konusunda yazılı kaynak bulmak oldukça güçtür. Bu tarz karşılaşmaların duyurusu elbette ki yapılmaz ve alan belirlemek için her hangi yazılı bir beyanda bulunulmazdı. Bu konudaki yasak, göz önünde bulundurulması gereken ciddi bir suçtu ve 1600’lü yılların sonunda doğru Katolik kilisesi yasa dışı düellolara katılan bireylere ceza olarak “aforoz” (dinden çıkarma) edilme cezası verirdi. Ayrıca yasa dışı düellolarda ölenlerin cenazeleri dini ritüellerin dışında tutulurdu.
Bir uygulama olarak düello, 1500'lerin sonlarına doğru dönemdeki doruk noktasına, ardından da 1600'lü yılların başında ve ortasında belirli aralıklarla zirvelere ulaştı. Savaş öncesi ve savaş sonrası dönemlerde var olan sorunları çözmek için düello yönetimi oldukça sık kullanılırdı. 
Billaco, düello yapılmasını gerektirecek beş ana neden belirlemiştir.

1. Kadın yüzünden 
2. Aile içi miras sorunları
3. Kanıtı olmayan davalar
4. Rakip klan ve guruplar arasında yaşanan sorunlar
5. Kamu görevlileri arasındaki problemler

Aslında temelinde düello, iki birey arasındaki anlaşmazlıklardan ziyade iki rakip gurup arasındaki kavgaların doruk noktası olarak ortaya çıkmıştır.

İngiltere, İtalya, Fransa ve İspanya da yapılan düellolar mizaç ve felsefe olarak bir birlerinden farklılıklar gösterir. Fakat düellonun ve düelloda kullanılan “rapier” denilen (günümüz flöre silahına benzer) ince silahın ana vatanı olarak İtalya olduğuna inanılmaktadır. Bunun sebebi ise, bu konuda en çok yazılı kaynağın İtalyanlara ait olmasıdır. Bununla birlikte 1500’lü yılların başında İspanya’nın da düello konusunda kaleme aldığı yazılı kaynak sayısının oldukça fazla olduğu bilinmektedir. İngiltere’de ise düello da kullanılan “rapier” denilen silahları taşımak yasaklanmış, düelloya katılanlar ise halk önünde kafası kesilerek cezalandırılırlardı. Ünlü bir İngiliz kılıç ustası olan Silver, bu nedenden dolayı tüm İtalyan kılıç ustalarının ülkeden gönderilmesi için kraliçeye bir mektup yazar ve İngiliz kılıç ustalarının İngiliz geleneklerine bağlı kalmaları için gerekenlerin yapılmasını ister. Fakat bu talebine karşılık her hangi bir yanıt alamaz.

Silver İngiltere’de sözü geçen oldukça ünlü bir kılıç ustası ve başarılı bir askerdi. Buna rağmen İtalyan kılıç okulları yükselişini sürdürmeye devam etti ve bunlardan en ünlüsü 1576 da Londra’da açılan Blackfriars okuluydu. Diğer ülkelerden farklı olarak İngilizler yasal düellolardan çok resmi olmayan düellolara ilgi gösteriyorlardı. Fakat Fransızlar kadar tutkuyla bağlı değillerdi. Priantizm, kapitalizm ve özgür düşüncenin aksine hiyerarşinin daha baskın olduğu İngiliz topluluğunda düello yöntemi, daha çok anti-sosyal ve toplumdan yalıtılmış bireyleri tarafından tercih edilirdi. Fakat bahsi geçen diğer ülkelerde ise durum daha farklıydı Düellolar daha çok aristokrat, yaşadıkları çevrede sözü dinlenen ve saygı duyulan kişiler arasında gerçekleşirdi.

İspanya'da düello ancak kraliyet kararnamesiyle bir alan verildiği takdirde yasal olabilirdi. Her ne kadar sahanın alınması nispeten kolay bir başarı olsa da, Fransa ya da İtalya'da olduğu gibi gerçekleşmezdi. Yasadışı düellolara katılanlar ise sürgün edilir ya da infaz gibi ağır cezalar verilirdi. Başka bir teoriye göre yasa dışı düelloların İspanya’da daha az olmasının sebebi, hayvan dövüşleri ve boğa güreşi gibi kanlı sahnelerin bol olduğu organizasyonların fazla olmasının sebep olduğu inanılmaktadır.

İtalya ise düellonun hayat bulduğu ülke olarak anılmaktadır. Konuyla ilgili dönem metinlerin bir çoğu İtalya’da bulunmaktadır. İtalyan kılıç ustaları 16. Ve 17. Yüzyılın başlarında düello için halk arasında yaygınlaşmış olumsuz algıdan oldukça rahatsız olmuşlar ve Giovanni da Legnaro, Muzio, Possevino gibi isimler bu konuda çok ciddi çalışmalar yürütmüşlerdir. Şövalye ve kılıç sanatı İtalya’da 1300 yıllara kadar gitmektedir, derin bir tarihe sahiptir ve bu nedenle kılıç ustaları düello konusunda oldukça tutkuludur. Fakat 1560 yıllarında zirveye ulaşan düello bu tarihten sonra hızlıca düşüşe geçmiştir. Duello konusu İtalya’da diğer ülkelere göre daha baskın olmasına rağmen, yasa dışı ya da yasal olarak düello başvurusu çok daha az olmuştur. En çok düello yapılan ülke ise karakterleri gereği Fransızların olduğu söylenmektedir.

William WILSON

25.04.2019